19 Eylül 2013 Perşembe


Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık Bölümü birinci sınıf Temel Tasarım dersi kapsamında yapacağımız çalışmaların duyuruları bu sayfa aracılığıyla olacaktır. İlk dersimizden itibaren yapacağımız sınıf içi uygulamalarını, ödevleri, kaynakları, örnekleri, başarılı bulunan öğrenci çalışmalarını buradan takip edebileceksiniz. İlk dersimiz 24 Eylül salı günü saat 9 da başlayacak ve derste öncelikli olarak  Michael Michalko'ya ait  Twelve Things You Were Not Taught in School About Creative Thinking metnini yorumladığımız aşağıda yer alan yazı tartışılacaktır. Tüm öğrencilerimizden öncelikli isteğimiz bu metni okuyup gelmeleri ve dersteki tartışmalara katılmalarıdır.

Yapılan bu tartışma sonrasında gruplar halinde yapılacak çalışmanın konusu ise:

'Yapacağınız uzay yolculuğunda gideceğiniz gezegeni anlatan bir pafta ve bu gezegende kalabileceğiniz bir barınak tasarlamanız'

Bu çalışma için derse gelirken kağıt, kalem, renkli kartonlar, yapıştırıcı, maket bıçağı, makas ve barınağı tasarlarken kullanmayı planladığınız araç gereçleri getirmeniz gerekmektedir.

Derste üzerine konuşacağımız hepinize söz vereceğimiz metin ise şöyle:

Yaratıcı Düşünme Hakkında Okulda Öğretilmeyen 12 Şey

   
1. Tasarım Gücü Herkeste Var:

Sanatçı özel bir insan değildir ancak bütün insanlar  sanatçının özel bir türüdür. Hepimiz fıtraten yaratıcı düşünceye açık olarak doğarız. Yaratıcı insanlar ile basit fikirli insanlar arasında tek bir fark vardır: yaratıcı insanlar yaratıcı olduklarına inanırlarken, yaratıcı olmayan insanlar ise yaratıcı düşünce yapısına sahip olduklarını kabul etmezler. Şayet özgün bir kimliğe ve kendin hakkında bir inanç sistemine sahipsen üretebilirsin. Bu kendinin yaratıcı olduğuna inanan insanların neden yaratıcı olmayı başardıklarını açıklar. Eğer sen kendinin yaratıcı düşünceye sahip olmadığına inanıyorsan, nasıl yaratıcı olman gerektiğini öğrenmene gerek yoktur çünkü bu düşünceyle yaratıcı olabilmen imkânsızdır. Gerçek şu ki yaratıcı olmadığın düşüncesi seni yeni bir şey denemek ve teşebbüs etmekten alıkoyacaktır. Birileri sana kendisinin yaratıcı düşünceye sahip olmadığını söylüyorsa, hiç bir ilgi alanı olmayan ve yaratıcı düşünce için hiçbir efor sarf etmemiş biriyle konuştuğunu bil.






2.  Yaratıcı Düşünce İşbaşında

Yeni şeyler ve farklı fikirler üretme sürecinde, karşılaşacağın bütün sıkıntılara karşı sabırlı ve azimli olmalısın. Bütün yaratıcı dâhiler çok sabırlı çalışırlar ve çok sayıda inanılmaz fikir üretirler, bu fikirlerin bir çoğu kötüdür. Gerçekte, yazılan kötü şiirlerin çoğunu tecrübesiz şairler değil, büyük şairler yazmıştır. Unutma Edison elektriği bulmadan önce, kararlılık ve çok çalışarak 3000 farklı fikir üretmişti. Mozart kısacık hayatında 600 farklı müzik parçası, 41 senfoni 40 eski opera üretmiştir.






3. Yaratıcılık Yolunda Yürümelisin

Bir fikir ürettiğin zaman, beyninde bulunan nörötransmitterleri yenilersin. Yeni bir fikir sunmayı denerken nöronlar arasındaki bağlantıların sayısındaki artış zihnine enerji vermektedir. Ne kadar çok fikir jimnastiği yaparsan beynin o kadar aktifleşir ve yaratıcılığın o derece gelişir. Eğer sen sanatçı olmak istiyorsan ve yaptığın şey her gün bir tablo yapmaksa, bu seni sanatçı yapacaktır. Yeni bir Van Gogh olmayabilirsin fakat hiç denenmemiş işleri yapan sanatçılardan olabilirsin. Rembrandt 650 civarında resim ve 2000’e yakın çizim, Picasso 20.000’den fazla eser üretmiştir. Shakespeare 154 şiir yazmıştır. Unutma bunların bazıları şaheserdir bir kısmı çağdaşlarının yazdıklarıyla eşit düzeydedir ve bazıları da kötüdür.




4.  Zihin Bir Bilgisayar Değil

Beynin, bilgisayar gibi etkinlik modellerini hesaplamaktan çok onları geliştiren dinamik bir sistemdir. Gerçek ve kurgu deneyimlerden beslenen yaratıcı enerji doğrultusunda gelişir. Deneyimlerini sentezleyebilirsin, onları kendi hayalinde harfi harfine yaratabilirsin. İnsan beyni gerçek deneyimle hayali bir deneyimin detayları arasındaki farkı ayırt edemez. Bu buluş Albert Einstein’ının tahayyül edilmiş deneyler ve hayali senaryolar yardımıyla zaman ve mekan hakkındaki devrimci fikirlerini ortaya çıkarmasını sağlamıştır. 


  
5. Yalnızca Bir Doğru Cevap Yoktur

Gerçek belirsizdir. Aristo o ya 'bir şeydir' ya da 'o şey değildir' ikisi birden olamaz demiştir. Gökyüzü ya mavidir ya da mavi değildir. Bu ‘siyah-beyaz’ düşüncesidir, hâlbuki gökyüzü milyon tane farklı mavi renge sahiptir. Bir ışık ışın dalgasıdır veya değildir. Fizikçiler şunu keşfetmişlerdir ışık bir dalga olabilir veya gözlemcinin bakış açısına bağlı olan partikül olabilir. Hayattaki tek kesinlik kesinliğin olmadığıdır. Bir fikir bulmaya çalışırken, onları sansürlemeyin veya görünüşüne göre değerlendirmeyin. Yaratıcılığı kişisel sansürden daha çabuk öldüren şey yoktur. Hangi fikri uygulayacağını seçmeden önce olabildiğince çok fikir üret. Dünya sadece siyah ya da beyazdan ibaret değildir.




6. Aklına Gelen İlk Güzel Fikirde Durup Kalma

Her zaman daha iyisini bulmak için çabala ve sürekli en iyi olan fikri bulana kadar devam et. 1862 de Phillip Reis teller üzerinden ses aktaran buluşunu gösterdi. O telefon ile sesin gönderildiği günlerin çok öncesinde yaşadı. Eğer Alman komünikasyon uzmanları onu geliştirme fikrinden vazgeçirip telgraf bizim için yeterli deseydiler bu gün telefonla konuşamıyor olacaktık. 10 yıl sonra Graham Bell telefonun patentini aldı. Spencer Silver 3M için yeni bir yapıştırıcı üretti bu yapıştırıcı objeleri birbirine bağlıyor ve kolay taşınıyrodu. Bunun ilk yapılış amacı tahtaları birbirine yapıştırmak ve bir yerden bir yere kolayca taşımaktı. Bunun pazarı yoktu ve aslında Silver buluşunu bunu düşünerek yapmamıştı. Bir gün Arthur Fry, bir başka 3M işçisi Kilisede ilahi söylerken kağıtları ilahi kitabından düştü. Kağıtlarını Silver’ın yapıştırıcısıyla yapıştırarak yerine sabitledi ve söküldüğünde kağıda hiç zarar vermediğini gördü. Böylece post-it doğmuş oldu.





7. Sabit fikirli insanların negatif yorumları çok doğal bir durumdur

Sabit fikirli insanlar ne zaman yeni ve farklı bir fikirle karşılaşsalar onların aradığı şey eski bilgileridir.  Acaba bu benim doğru bildiğimle uyumlu mu? Eğer değilse sabit fikirliler bütün vakitlerini bu işin neden olamayacağını ve neden işleyemeyeceğini göstermek ve açıklamakta harcar. Bu işi nasıl yapabiliriz yada bu iş nasıl halledilir konusunda hiç kafa yormazlar çünkü bu onların kesin gördüğü gerçeklerin aslında kesin olmadığını açığa çıkarır.




8. İççgüdülerine Güven

Kendine cesaretini asla kırma. Einstein okuldan atılmasının sebeplerinden biri onun tavırlarının diğer öğrenciler üzerinde negatif etki yaratıyor olmasıydı. Einstein üniversite giriş sınavını geçemedi ve üniversiteye girmeden önce bir yıl meslek okuluna gitmek zorunda kaldı. Sınıftaki arkadaşlarının arasında hocalarından referans mektubu alamayan tek kişiydi. Bir profesör Einstein’ı üniversite tarihindeki en tembel öğrenci olarak tanımladı. Beethoven’in ailesi ona bir müzisyen olamayacak kadar akılsız olduğunu söyledi. Edison yalnızca iki yıl resmi okula devam etti. Sonunda bir kulağını diğer insanları duymaya kapattı, ilk işi için söylenen gazeteci çocuk ve son işi için telgrafçı söylentilerini duymadı. Ve hala Amerika’nın en popüler mucidi.





9. Başarısızlık Diye Bir Şey Yoktur

Ne zamanki bir şey yapmak istedin ve sonucunda başarısız oldun, kaybettim diye düşünme. Çalışmayan bir yöntem keşfetmiş olduğunu unutma. Her zaman ben bu başarısızlıktan ne öğrendim diye sormalısın. Eğer sen daha önce hiç yanlış yapmadım diyen biriyle karşılaşırsan bil ki daha önce hiç denememiş, tecrübe etmemiş biriyle birliktesin.


10. Her şeyi olduğu gibi değil olduğun gibi görürüsün

Hataların ve dolayısıyla deneyimlerinin hepsi çok normaldir ve onların ne anlama geldiği önemli değildir, önemli olan senin onlara ne anlam yüklediğindir. Eğer sen inanan bir insansan tanrıyı her yerde görürsün, eğer sen bir ateistsen tanrının yokluğunu her yerde görürsün. Edison’un elektriği bulana kadar 5000 çalışmayan yöntem keşfettiğini söylemesi gibi, deneyimlerini nasıl yorumladığın senin kendi gerçekliğini nasıl inşa ettiğin anlamına gelir.




11. Her Soruna Özel Yaklaş

Bir problemle karşılaştığında ilk aklına gelene güvenme çünkü bu yaklaşım senin en sıradan yaklaşımındır. Her zaman şunu hatırla ki dâhiler kimsenin aklına gelmeyen şeyi bulmuşlardır. Problemi değişik bakış açılarıyla ele al, bir problemi farklı kelimeleri yazarak ifade et. Kendine farklı roller ver ve eğer şimdi Picasso, Einstein, Hz. Mevlana olsaydı nasıl düşünürdü diye sor. Bir problemin resmini çiz, bir maket yap, bir heykel yont. Yürüyüşe çık ve problemi metaforik şekilde anlatan objeleri ara ve bu objelerle problem arasında bir bağ kur. Arkadaşlarına ve yabancılara problemi nasıl gördüklerini sor. Bir çocuğa sor. 10 yaşında bir çocuk bu problemi nasıl çözerdi? Bir dede ya da anneanneye sor. Kendini problemin yerine koy. Objelere bakışını değiştirince objeler de değişir.


12. Alışılmışın Dışında Düşünmeyi Öğren

Geleneksel olmayan biçimde düşünebilmeyi öğrenin. Yaratıcı dâhiler analitik ve mantık çerçevesinde düşünmezler. Geleneksel, mantıksal, analitik düşünürler sorun ile ilgili olmayan tüm bilgileri dışlayan düşünürlerdir. Onlar ihtimalleri eleyerek yol alırlar. Yaratıcı dâhiler ise kapsayıcı biçimde düşünürler, yani farklı ve tamamen ilgisiz şeyler de dâhil olmak üzere her şeyi dâhil etmek prensibiyle düşünürler. İlgisiz ya da farklı konular arasında bağlantı kurmak ve benzerlikler oluşturmak, kendi beyninde farklı düşünce kalıplarını tetiklemenin bir yöntemidir. Bu yeni modeller onlara yeni bağlantılar sağlar ki,  bu da bilgiye odaklanmak ve bunu yorumlamak için farklı imkânlar yaratır. Özgün ve gerçekten yeni fikirlerin oluşma biçimi budur. Albert Einstein’ın ünlü bir sözü vardır; "Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi şimdiki zamanda bilmek ve anlamakla sınırlıdır, hayal gücü ise tüm dünyayı, bilinecek ve anlaşılacak her şeyi kapsar."






Ve son olarak; yaratıcılık çelişkili bir kavramdır. Yaratıcı olmak; bilmek ama bilgiyi unutmak, beklenmedik bağlantıları görmek ama takıntılı bakış açısından uzak durmak, çok çalışmak ancak bilgi olgunlaşmak için zamana ihtiyaç duyduğunda sabırla bekleyebilmek, çoğu işe yaramasa da birçok fikir oluşturmak, herkes gibi aynı şeye bakmak, ama farklı bir şey görmek, başarıyı arzulamak ama başarısızlığı kabullenmek, azimli olmak ama inatçı olmamak, uzmanları dinlemek ama yeri geldiğinde onları da göz ardı etmeyi bilmek anlamına gelir.


             Sonuç olarak ise şunu diyebiliriz:
             Senin de yapabilmen için bir engel yok!
                     Şimdi fikir üretme vakti!