Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık Bölümü birinci sınıf Temel Tasarım dersi kapsamında yapacağımız çalışmaların duyuruları bu sayfa aracılığıyla olacaktır. İlk dersimizden itibaren yapacağımız sınıf içi uygulamalarını, ödevleri, kaynakları, örnekleri, başarılı bulunan öğrenci çalışmalarını buradan takip edebileceksiniz. İlk dersimiz 24 Eylül salı günü saat 9 da başlayacak ve derste öncelikli olarak Michael Michalko'ya ait Twelve Things You Were Not Taught in School About Creative Thinking metnini yorumladığımız aşağıda yer alan yazı tartışılacaktır. Tüm öğrencilerimizden öncelikli isteğimiz bu metni okuyup gelmeleri ve dersteki tartışmalara katılmalarıdır.
Yapılan bu tartışma sonrasında gruplar halinde yapılacak çalışmanın konusu ise:
Bu çalışma için derse gelirken kağıt, kalem, renkli kartonlar, yapıştırıcı, maket bıçağı, makas ve barınağı tasarlarken kullanmayı planladığınız araç gereçleri getirmeniz gerekmektedir.
Derste üzerine konuşacağımız hepinize söz vereceğimiz metin ise şöyle:
Yaratıcı Düşünme
Hakkında Okulda Öğretilmeyen 12 Şey
1. Tasarım Gücü Herkeste Var:
Sanatçı özel bir insan değildir ancak bütün insanlar sanatçının özel bir türüdür. Hepimiz fıtraten yaratıcı düşünceye açık olarak doğarız. Yaratıcı insanlar ile basit fikirli insanlar arasında
tek bir fark vardır: yaratıcı insanlar yaratıcı olduklarına inanırlarken, yaratıcı
olmayan insanlar ise yaratıcı düşünce yapısına sahip olduklarını kabul etmezler. Şayet özgün bir kimliğe ve kendin hakkında
bir inanç sistemine sahipsen üretebilirsin. Bu kendinin yaratıcı olduğuna
inanan insanların neden yaratıcı olmayı başardıklarını açıklar. Eğer sen
kendinin yaratıcı düşünceye sahip olmadığına inanıyorsan, nasıl yaratıcı olman gerektiğini
öğrenmene gerek yoktur çünkü bu düşünceyle yaratıcı olabilmen imkânsızdır.
Gerçek şu ki yaratıcı olmadığın düşüncesi seni yeni bir şey denemek ve teşebbüs
etmekten alıkoyacaktır. Birileri sana kendisinin yaratıcı düşünceye sahip
olmadığını söylüyorsa, hiç bir ilgi alanı olmayan ve yaratıcı düşünce için
hiçbir efor sarf etmemiş biriyle konuştuğunu bil.
2. Yaratıcı Düşünce İşbaşında
Yeni şeyler ve farklı fikirler üretme
sürecinde, karşılaşacağın bütün sıkıntılara karşı sabırlı ve azimli olmalısın.
Bütün yaratıcı dâhiler çok sabırlı çalışırlar ve çok sayıda inanılmaz fikir
üretirler, bu fikirlerin bir çoğu kötüdür. Gerçekte, yazılan kötü şiirlerin
çoğunu tecrübesiz şairler değil, büyük şairler yazmıştır. Unutma Edison elektriği
bulmadan önce, kararlılık ve çok çalışarak 3000 farklı fikir üretmişti. Mozart
kısacık hayatında 600 farklı müzik parçası, 41 senfoni 40 eski opera
üretmiştir.
3. Yaratıcılık Yolunda Yürümelisin
Bir fikir ürettiğin zaman, beyninde
bulunan nörötransmitterleri yenilersin. Yeni bir fikir sunmayı denerken
nöronlar arasındaki bağlantıların sayısındaki artış zihnine enerji vermektedir. Ne
kadar çok fikir jimnastiği yaparsan beynin o kadar aktifleşir ve yaratıcılığın
o derece gelişir. Eğer sen sanatçı olmak istiyorsan ve yaptığın şey her gün bir
tablo yapmaksa, bu seni sanatçı yapacaktır. Yeni bir Van Gogh olmayabilirsin fakat
hiç denenmemiş işleri yapan sanatçılardan olabilirsin. Rembrandt 650 civarında
resim ve 2000’e yakın çizim, Picasso 20.000’den fazla eser üretmiştir.
Shakespeare 154 şiir yazmıştır. Unutma bunların bazıları şaheserdir bir kısmı
çağdaşlarının yazdıklarıyla eşit düzeydedir ve bazıları da kötüdür.
4. Zihin Bir Bilgisayar Değil
Beynin, bilgisayar gibi etkinlik
modellerini hesaplamaktan çok onları geliştiren dinamik bir sistemdir. Gerçek
ve kurgu deneyimlerden beslenen yaratıcı enerji doğrultusunda gelişir.
Deneyimlerini sentezleyebilirsin, onları kendi hayalinde harfi harfine
yaratabilirsin. İnsan beyni gerçek deneyimle hayali bir deneyimin detayları
arasındaki farkı ayırt edemez. Bu buluş Albert Einstein’ının tahayyül edilmiş
deneyler ve hayali senaryolar yardımıyla zaman ve mekan hakkındaki devrimci
fikirlerini ortaya çıkarmasını sağlamıştır.
5. Yalnızca Bir Doğru Cevap Yoktur
Gerçek belirsizdir. Aristo o ya 'bir
şeydir' ya da 'o şey değildir' ikisi birden olamaz demiştir. Gökyüzü ya mavidir ya
da mavi değildir. Bu ‘siyah-beyaz’ düşüncesidir, hâlbuki gökyüzü milyon tane
farklı mavi renge sahiptir. Bir ışık ışın dalgasıdır veya değildir. Fizikçiler şunu keşfetmişlerdir ışık bir dalga olabilir
veya gözlemcinin bakış açısına bağlı olan partikül olabilir. Hayattaki tek
kesinlik kesinliğin olmadığıdır. Bir fikir bulmaya çalışırken, onları sansürlemeyin
veya görünüşüne göre değerlendirmeyin. Yaratıcılığı kişisel sansürden daha
çabuk öldüren şey yoktur. Hangi fikri uygulayacağını seçmeden önce
olabildiğince çok fikir üret. Dünya sadece siyah ya da beyazdan ibaret
değildir.
6. Aklına Gelen İlk Güzel Fikirde Durup Kalma
Her zaman daha iyisini bulmak için
çabala ve sürekli en iyi olan fikri bulana kadar devam et. 1862 de Phillip Reis teller üzerinden ses aktaran
buluşunu gösterdi. O telefon ile sesin gönderildiği günlerin çok öncesinde yaşadı.
Eğer Alman komünikasyon uzmanları onu geliştirme fikrinden vazgeçirip telgraf bizim
için yeterli deseydiler bu gün telefonla konuşamıyor olacaktık. 10 yıl sonra
Graham Bell telefonun patentini aldı. Spencer Silver 3M için yeni bir
yapıştırıcı üretti bu yapıştırıcı objeleri birbirine bağlıyor ve kolay
taşınıyrodu. Bunun ilk yapılış amacı tahtaları birbirine yapıştırmak ve bir
yerden bir yere kolayca taşımaktı. Bunun pazarı yoktu ve aslında Silver buluşunu
bunu düşünerek yapmamıştı. Bir gün Arthur Fry, bir başka 3M işçisi Kilisede
ilahi söylerken kağıtları ilahi kitabından düştü. Kağıtlarını Silver’ın
yapıştırıcısıyla yapıştırarak yerine sabitledi ve söküldüğünde kağıda hiç zarar
vermediğini gördü. Böylece post-it doğmuş oldu.
7. Sabit fikirli insanların negatif yorumları çok doğal bir durumdur
Sabit fikirli insanlar ne zaman yeni
ve farklı bir fikirle karşılaşsalar onların aradığı şey eski bilgileridir. Acaba bu benim doğru bildiğimle uyumlu mu?
Eğer değilse sabit fikirliler bütün vakitlerini bu işin neden olamayacağını ve
neden işleyemeyeceğini göstermek ve açıklamakta harcar. Bu işi nasıl
yapabiliriz yada bu iş nasıl halledilir konusunda hiç kafa yormazlar çünkü bu
onların kesin gördüğü gerçeklerin aslında kesin olmadığını açığa çıkarır.
8. İççgüdülerine Güven
Kendine cesaretini asla kırma.
Einstein okuldan atılmasının sebeplerinden biri onun tavırlarının diğer
öğrenciler üzerinde negatif etki yaratıyor olmasıydı. Einstein üniversite giriş
sınavını geçemedi ve üniversiteye girmeden önce bir yıl meslek okuluna gitmek
zorunda kaldı. Sınıftaki arkadaşlarının arasında hocalarından referans mektubu
alamayan tek kişiydi. Bir profesör Einstein’ı üniversite tarihindeki en tembel
öğrenci olarak tanımladı. Beethoven’in ailesi ona bir müzisyen olamayacak kadar
akılsız olduğunu söyledi. Edison yalnızca iki yıl resmi okula devam etti. Sonunda
bir kulağını diğer insanları duymaya kapattı, ilk işi için söylenen gazeteci
çocuk ve son işi için telgrafçı söylentilerini duymadı. Ve hala Amerika’nın en
popüler mucidi.
9. Başarısızlık Diye Bir Şey Yoktur
Ne zamanki bir şey yapmak istedin ve
sonucunda başarısız oldun, kaybettim diye düşünme. Çalışmayan bir yöntem
keşfetmiş olduğunu unutma. Her zaman ben bu başarısızlıktan ne öğrendim diye
sormalısın. Eğer sen daha önce hiç yanlış yapmadım diyen biriyle karşılaşırsan
bil ki daha önce hiç denememiş, tecrübe etmemiş biriyle birliktesin.
10. Her şeyi olduğu gibi değil olduğun gibi görürüsün
Hataların ve dolayısıyla
deneyimlerinin hepsi çok normaldir ve onların ne anlama geldiği önemli
değildir, önemli olan senin onlara ne anlam yüklediğindir. Eğer sen inanan bir insansan
tanrıyı her yerde görürsün, eğer sen bir ateistsen tanrının yokluğunu her yerde
görürsün. Edison’un elektriği bulana kadar 5000 çalışmayan yöntem keşfettiğini
söylemesi gibi, deneyimlerini nasıl yorumladığın senin kendi gerçekliğini nasıl
inşa ettiğin anlamına gelir.
11. Her Soruna Özel Yaklaş
Bir problemle karşılaştığında ilk aklına gelene
güvenme çünkü bu yaklaşım senin en sıradan yaklaşımındır. Her zaman şunu hatırla
ki dâhiler kimsenin aklına gelmeyen şeyi bulmuşlardır. Problemi değişik bakış
açılarıyla ele al, bir problemi farklı kelimeleri yazarak ifade et. Kendine
farklı roller ver ve eğer şimdi Picasso, Einstein, Hz. Mevlana olsaydı nasıl
düşünürdü diye sor. Bir problemin resmini çiz, bir maket yap, bir heykel yont.
Yürüyüşe çık ve problemi metaforik şekilde anlatan objeleri ara ve bu objelerle
problem arasında bir bağ kur. Arkadaşlarına ve yabancılara problemi nasıl
gördüklerini sor. Bir çocuğa sor. 10 yaşında bir çocuk bu problemi nasıl
çözerdi? Bir dede ya da anneanneye sor. Kendini problemin yerine koy. Objelere
bakışını değiştirince objeler de değişir.
12. Alışılmışın
Dışında Düşünmeyi Öğren
Geleneksel olmayan biçimde düşünebilmeyi öğrenin. Yaratıcı dâhiler analitik ve mantık
çerçevesinde düşünmezler. Geleneksel, mantıksal, analitik düşünürler sorun ile
ilgili olmayan tüm bilgileri dışlayan düşünürlerdir. Onlar ihtimalleri eleyerek
yol alırlar. Yaratıcı dâhiler ise kapsayıcı biçimde düşünürler, yani farklı ve
tamamen ilgisiz şeyler de dâhil olmak üzere her şeyi dâhil etmek prensibiyle
düşünürler. İlgisiz ya da farklı konular arasında bağlantı kurmak ve
benzerlikler oluşturmak, kendi beyninde farklı düşünce kalıplarını tetiklemenin
bir yöntemidir. Bu yeni modeller onlara yeni bağlantılar sağlar ki, bu da bilgiye odaklanmak ve bunu yorumlamak
için farklı imkânlar yaratır. Özgün ve gerçekten yeni fikirlerin oluşma biçimi
budur. Albert Einstein’ın ünlü bir sözü vardır; "Hayal gücü bilgiden daha
önemlidir. Bilgi şimdiki zamanda bilmek ve anlamakla sınırlıdır, hayal gücü ise
tüm dünyayı, bilinecek ve anlaşılacak her şeyi kapsar."
Ve son olarak; yaratıcılık çelişkili bir kavramdır. Yaratıcı olmak; bilmek ama
bilgiyi unutmak, beklenmedik bağlantıları görmek ama takıntılı bakış açısından uzak durmak, çok çalışmak ancak bilgi olgunlaşmak için zamana ihtiyaç duyduğunda sabırla bekleyebilmek, çoğu işe yaramasa da birçok fikir oluşturmak, herkes gibi
aynı şeye bakmak, ama farklı bir şey görmek, başarıyı arzulamak ama
başarısızlığı kabullenmek, azimli olmak ama inatçı olmamak, uzmanları dinlemek
ama yeri geldiğinde onları da göz ardı etmeyi bilmek anlamına gelir.
Sonuç olarak ise şunu diyebiliriz:
Senin de yapabilmen için bir engel yok!
Şimdi fikir üretme vakti!
Sonuç olarak ise şunu diyebiliriz:
Senin de yapabilmen için bir engel yok!
Şimdi fikir üretme vakti!